Merhaba;
Özellikle pazar araştırmalarında, iyileştirme çalışmalarında ve performans
değerlendirmelerinde önümüze çıkan SWOT analizi hakkında bildiklerimi sizlerle paylaşmak istedim. İlk önce “SWOT” kelimesinin açılımı nedir, inceleyelim. “SWOT” İngilizce
terimlerin kısaltması olup Türkçe karşılıkları aşağıdaki gibidir. Strateji geliştirmek için 4 ana maddeden incelenen kişi, kurum, kuruluş,
piyasa, proje vb. öğelerin güçlü ve zayıf yönlerini belirleyerek
oluşabilecek tehdit ve fırsatları önceden tahmin edebilme çalışmalarıdır.
Saptamalar bir teknik kullanılarak yapılmalıdır.
Ayrıca SWOT analizi içine 4 yardımcı madde de oturtularak
tüm çalışmalar bu kombinasyon içinde yürütülmedir. Çoğunlukla kurum değerlendirmek için kullanılan bu analiz tipi aslında
kurum içindeki bölümler veya kişiler içinde önemli sonuçlar verebilir. İlk iki
madde ile analizi yapılan öğenin kendini tanıması için biz zemin
hazırlamaktadır. Böylece analiz öğesi konumunu belirleyebilir. Son iki madde
ile de olumlu yada olumsuz iç ve dış etkenler sayesinde neler ile
karşılaşabileceğimize ışık
tutar.
Analizimiz için gerekli olan ana
başlıkları fazla detaya girmeden ele alalım. Değerlendirilmesi gereken konular
ağırlık kurum için hazırlanmıştır. Bu bölümlerde soracağımız sorulara cesur ve
natürel olarak cevap vermek bizim için daha verimli ve yararlı olacaktır.
STRENGHTS = GÜÇLÜ
01. Deneyimli ve zeki, etkili,
kontrol gücü yüksek, sevilen bir yönetime sahip misiniz?
02. İş
akışlarınız eskizsiz ve sorunsuz mu çalışıyor?
03. Veri
deponuzun zenginliği sizi tatmin ediyor mu? ( Not : Veri Madenciliği konusunu ayrıca yayınlayacağız.
)
04. AR-GE
ve ÜR-GE faaliyetleriniz verimlimi, yada strateji jeneratörünüzün gücü
yerinde mi? ( Not : Inovasyon konusunu da mutlaka ele alacağız. )
05. İş
gücü kaynaklarımızın kalite seviyesi nedir?
Vb...
WEAKNESSES
= ZAYIF
01.
Finanssal konularda güç eksikliğimiz var mı?
02.
Sektöre ait pazarın ne kadarında varız veya pazar payımız kurumumuzun bünyesini
tatmin ediyor mu?
03.
Kurumumuzun bütünleşik yapısının oranlarında düşüş var mı? ( Kar, özsermaye,
marka, menkul değerler, ciro vs… )
04. Hantal
bir yönetime mi sahibiz?
05.
Kurumumuzdan daha iyi ürün veya hizmet sunanlar var mı?
Vb…
OPPORTUNITIES = FIRSAT
01.
Gelişen dünya teknolojisi ile akımlardan faydalanabilir miyiz?
02.
Bilinçlenen müşterinin artık ürün veya hizmet ayrıcalıklarını göz önünde
tutmasını değerlendirebilir miyiz?
03.
Değişen ihtiyaçlar için kitlesel ataklar yapabilir miyiz?
04.
Sektörün eksik ve açıklarını tespit edip iyi bir sunumla nasıl öncü olabiliriz?
05.
Kumumuzun niteliklerini nasıl arama kriteri yapabiliriz?
Vb…
THREATS =
TEHDİT
01.
Rakipler ne yapıyor? Yükselişte mi, yatırımları var mı, pasta payları nedir?
Vs…
02. Yeni
bir çıkış için ekonomik durumumuz düşebilir mi?
03. Yeni
ürün yerine hafif makyaj çalışmaları boşa gidebilir mi?
04.
Değişen piyasaya ayak uyduramazsak ne olur?
05. Düşüşe
geçmemize neden olabilecek yeni tehditler nelerdir?
Sadece bu analizle yola çıkmanın
doğru olmayacağını da belirtmek isterim. Çıkan sonuçların sağlamasını yapmak
için farklı yöntemlere baş vurulmadır. Araştırmalar farklı platformlarda ve
farklı dallarda yapılmalıdır. Pazar araştırmaları, rekabet araştırmaları, risk
analizleri, müşteri görüşleri veya değerlendirmeleri, anketler, bütçe ve
ekonomik döngüler ile planlanan sürece ait yaşanan tecrübelerinde SWOT
analizini destekler olması gerekmektedir.
Özetleyecek
olursak SWOT analizi eldekileri iyileştirmede veya yeni hedefleri gözetmede iyi
bir yöntem. Ancak bu analizi yaparken geçekleri ifade etmek çok önemlidir.
Çünkü çıkan sonuçlara göre verilecek stratejik kararlara büyük etkisi olabilir.
Bu
araştırmaların yapılması istisnai durumlar hariç kurumların bütçelerine göre
ayarlanabilir olduğunu belirtmek isteriz.Görüş almak için bizimle irtibata geçiniz.
Merhaba;
Değişen tüketici ihtiyaçları, gelişen teknoloji, dalga dalga gelen global
akımlar, popülist yaşam tarzları, ticaret anlayışının değişmesi gibi birçok
nedenden dolayı biz hissetmeden oyun dışı kalabiliriz. Doğru mu?
Evet bizce kısmen doğru. Çünkü ülkemizde önce üretip sonra satma çabasına giren
hala birçok kuruluş var. Peki bunu engellemenin yolu nedir? Oyun dışı kalmamak
için kendi pazarımızın durumunu bilmeliyiz diye düşünüyorum. Buradan yola
çıkarak kendi pazarımızın analizlerini yaparken neleri ele almalıyız
özetleyelim istedik. İlk önce ana başlıları sıralayalım. Analizimizin ana değerlendirme esaslarına
göre diğer detayları da sıralayacağız. Böylece çok sade bir prizma şema akışı
ile hedefimize ulaşmış olacağız.
1. Pazar hacminin tespiti,
2. Kendinize ait satış verilerinin ve satış hedeflerinin oluşturulması,
3. Rakiplerin analizi,
4. Tüketici Analizi.
1. Pazar Hacminin Tespiti;
Yapılan bir çok araştırmalar gösteriyor ki sadece adet/ciro gibi tüketim
değerlerinin bilgilerini incelemek yeterli gelmemektedir. Çok yönlü
araştırmalar neticesinde sağlıklı verileri harmanlamak ve bunun sonucunda çıkan
kanıları yorumlamak çok önemlidir. Pazarın büyüklüğü her zaman pozitif yönde
olmayabilir. Diğer etkenler asıl potansiyeli saptamada önemli rol oynar.
Araştırmalarda olması gereken kriterleri özet ile sıralayalım.
a. Beşeri Etkenler;
Sınırlarını çizdiğimiz ve araştırma yapılacak bölgesel, ulusal veya uluslar
arası alanda değerlendirmeye esas olacak kriterleri sektörümüzün sunduğu
ürünlere göre yönlendirmek çok önemlidir.
Hedef
sahada;
- Bay - Bayan sayısı,
- 0-6 Yaş, 7-12 yaş, 13-16 yaş 17-20 yaş, 21-30 yaş, 31-40 yaş ve 40 yaş üstü
yaş aralıkları dağılımı,
- Yaş aralıklarının kırsal kesim ve şehirde yaşanlarının dağılımı,
- Araştırma yapılacak sahanın sosyo-ekonomik durumu,
- Hedef kitlenin eğitim durumu,
- Bölgedeki öğrenci, memur, işçi, serbest çalışan, emekli durumu,
- vb… gibi bilgiler beşeri anlamda potansiyeli verecek sağlıklı bilgilerin
süzülmesine yardımcı olacaktır.
b. Ticari Etkenler;
Hedef sahada potansiyeli oluşturacak pazar hacmini belirlerken tarama
kriterlerinden biride söz konusu sahanın ticari etkenleridir. Bunlar;
- Sahada uygulanan yasal yaptırımlar, ticaret kanunları, politika, gümrük
mevzuatları,
- Hedef sahadan yapılan ithalat ve ihracat rakamları,
- Satış ve dağıtım kanalları,
- Coğrafi yapısı (İklim, jeolojik yapı, mevsim süreleri vb.)
- İstatistik kurumlarının yayınladığı üretim—tüketim, ciro tabloları,
- vb… bilgiler ile belirlenecek potansiyel pazara yön verilecektir.
c. Anketler;
Hedef sahada potansiyeli oluşturacak pazar hacmini belirlerken tarama
kriterlerinden biride söz konusu sahanın ticari etkenleridir. Bunlar;
- Sahada uygulanan yasal yaptırımlar, ticaret kanunları, politika, gümrük
mevzuatları,
- Hedef sahadan yapılan ithalat ve ihracat rakamları,
- Satış ve dağıtım kanalları,
- Coğrafi yapısı (İklim, jeolojik yapı, mevsim süreleri vb.)
- İstatistik kurumlarının yayınladığı üretim—tüketim, ciro tabloları,
- vb… bilgiler ile belirlenecek potansiyel pazara yön verilecektir.
Devamı için...
Bu
araştırmaların yapılması istisnai durumlar hariç kurumların bütçelerine göre
ayarlanabilir olduğunu belirtmek isteriz.Görüş almak için bizimle irtibata geçiniz.
Merhaba;
Stres günümüzün işyerlerinde
yaygın ve pahalı bir sorundur. Çalışanların stresle ilgili birincil
nedeni çalışma koşulları olarak nitelendirilir. Peki işyerlerinde
stresten uzak durmak için neler yapmalıyız?
Farklı bakış açıları işyerlerinde stresi önlemek için birçok yöntemler önerir.
Ancak önce stresi anlamamız tanımlamamız gerekmiyor mu? Çalışma hayatımızda
stres altında kalarak kronik hale gelen sağlık sorunlarımız nelerdir?
Gördüğümüz üzere konunun üstüne gittikçe bir çok soru ve sorun devamında
geliyor.
Stres
Nedir?
Bizce
stres olumsuz algılanan şartlar nedeni ile veya zorlanılan durumlarda kişinin
ruhsal ve/veya fiziksel dengesini değiştiren veya bozan büyük destekçisi
karamsarlıkla hareket eden bir hastalık türüdür.
Fiziksel
etkileri nelerdir?
Baş
ağrısı, bitkinlik hissi, uykusuzluk, nefes darlığı, mide bulantısı, gerginlik,
iştahsızlık, yorgunluk, ateş gibi tepkiler ile kendini gösterebilir.
Ruhsal etkileri nelerdir?
çe
kapanma, sinir, tedirginlik, endişe, dikkatsizlik, unutkanlık, başarısız
olma hissi gibi etkiler sıralanabilir.
İşyerinde
stresin önüne geçmek için neler yapmamalıyız?
a. Gevşemek için asla sigara veya alkole yönelmeyin. Bu alışkanlık hiçbir şeyin
çözümü değildir.
b. Stresten uzaklaşmak için bir şeyler yemeği ve içmeyi benimsemeyin. Fazla
kilolarınız da sizi strese sokabilir.
c. Alışveriş yapmak stresin çözümü değildir. Sonradan karşılaşacağınız
faturalar sizin diğer stres nedeniniz olabilir.
d. Hırs yaparak aralıksız uzun saatler çalışmayın. Yorgunluk neticesinde
asosyal olmanız da sizde stres yaratabilir.
e. Biriken işleriniz nedeni ile kendinizi odaya kapatmayın. İletişimsizlik ve
paylaşımcı olmayan ortamlar strese müsait ortamlardır.
Stresten uzak durmak için neler
yapmalıyız?
a. Zamanınızı yöneterek planlı çalışın. Düzenli ortamlarda ve iyi bir iş planı
ile daha az efor sarf edersiniz.
b. Çalışma ortamını sürekli havalandırın. Taze bir nefes ile pozitif
olabilirsiniz.
c. Problem çözme teknikleri ile ilgili mutlaka bir eğitim alınız.
d. En fazla 60 dakikada bir kısa bir süre yaptığınız işten uzaklaşın. (Sigara
molasını kastetmiyoruz.) Bir bardak su içmeye kalkabilirsiniz.
e. Sosyal aktivitelere katılınız.
f. Empati kurmayı öğrenin.
g. Yardım almak zayıflık değildir.
Patronlar çalışanlarını strese
sokmamak için neler yapmalı?
a. Olması gerekenden daha kısa süre belirlemek performansı arttırmaz. Strese
sokar.
b. Çalışanlarınız ile sadece iş konuşmayın. Ara sıra sohbet edin, espri yapın,
nasıl olduğunu sorun, tebessüm edin vs...
c. Kriz yönetmek üzerine eğitim alın.
d. Baskıcı tavırlar antipati yaratır.
e. Bir işverenin çalışanlarının özel günlerini hatırlaması onu farklı kılar.
f. Ekip çalışmalarına ara sıra katılın ve sorunları dinleyin.
g. Empati kurmayı öğrenin.
Devamı için...
Bu
araştırmaların yapılması istisnai durumlar hariç kurumların bütçelerine göre
ayarlanabilir olduğunu belirtmek isteriz.Görüş almak için bizimle irtibata geçiniz.
Merhaba;
Her
gün başlangıcında veya bir sonraki gün için kadınların yarın için ne giysem
düşüncesi hiç sona ermeden devam eder. Kadınlar giyim konusunda pişti olmamak
için çalışma arkadaşları ile gün içinde mutlaka durum değerlendirmesi yaparlar.
Zaten ufakta olsa aralarında gizliden gizliye bir şıklık yarışı vardır.
İşyerlerinde ise doküman şeklinde bir kural listesi olmasa bile çalışan
kadınlar için bir giyim kültürü oluşmuş durumdadır. Dile getirilmese bile bu
giyim adabı kültürü erkekler tarafından bile benimsenmiştir. Peki nedir bu
uyulması gereken kurallar? Profesyonel imajdan uzaklaşmadan ve modayı da takip
ederek bu işi nasıl halletmeliyiz. İşte sizler için derlediğimiz birkaç anekdot
ve püf noktalar.
a. Rahat giyineceğim derken kıyafetiniz işinizin önüne geçmesin. Keza
dikkatlerin başka yöne kayması pekte hoş karşılanmayabilir.
b. Satın alacağınız kıyafetler aşırı moda çizgilerini taşımasın. Çünkü moda
değiştiğinde kıyafetleri giymek istemeyeceksiniz. Bu durum bütçenize zarar
verebilir.
c. Konsantrasyon bozacak şekilde teniniz görünmesin. Zira itibar veya otorite
kaybına yol açabilir ve hatta dedikoduya mahal verebilir.
d. Ofiste çalışıyorsanız asla eşofman, sweatshirt, spor ayakkabı, simit
yaka t-shirt, aşırı büyük baskılı elbiseler giymekten kaçınınız.
e.
Transparan kıyafetler, çoklu parlak taşlar, sıfır yapışan pantolonlar,
düşük bel pantolonlar, kolunuzu kaldırdığınızda içe doğru görüntü veren
gömlekler, darlıktan dolayı düğme aralarından teninizi gösteren gömlekler
ciddiye alınmanızı engelleyebilir.
f. Ayakkabılarınızın ayanızı sıkacağını hissediyorsanız kesinlikle giymeyin. O
gün başınıza dert olacaktır.
g. Saçlarınız mutlaka özenli şekil verilmiş olması gerekiyor. Her gün kuaföre
gidilmez ama en azından evinizde bir şeyler yapabilirisiniz.
ı. Kesinlikle hafif bir parfüm kokusu kullanın.
i. Takılarınız asla giysinizin önüne geçmemelidir. Takılarınız tamamlayıcı
olmalıdır.
j. Mini mini etekler sadece çapkın erkeklerin iştahını kabartır. Maalesef size
artı puan getirmez.
k. Yaptırdığınız dövme görünmesi, göbeğinizdeki piercingin sallana sallana
dikkat çekmesi kesinlikle sizin tarzınız olmamalıdır.
l. Makyajınız kesinlikle hafif ve dikkat çekmemelidir.
Eğer saygıdeğer, otoriter, yeri sağlam, sözü dinlenen imajınızı şıklığınız ile
tamamlamak istiyorsanız bizce belirttiğimiz kurallara dikkat ediniz. Bu konuda
sizin için yapılacak olumlu eleştiriler belki de başarılı olmanızda size pozitif
etki yapacaktır.
Erkekler bu konuda kadınlara
nazaran biraz daha yüzeysel davranırlar ancak bize göre yanlış yaparlar.
Kadınlar kadar detaycı hale gelmese de bu konuda erkeklerin de günlük iş
hayatındaki imajına dikkat etmesi gerekmektedir. Hatta patronu veya üstündeki
yönetici bayan ise bu durum daha da önem kazanıyor. Şıklık yarışının aslında
bir önemi olduğunu kabul etmek lazım. Beyler işte sizi örnek gösterecek püf
noktalar.
a. Aşırı kırışan keten tarzı takım elbiseler veya gömlekleri tercih etmeyiniz.
b. Gök mavi, çimen yeşili gibi uçuk renkte takım elbiseler arkadaşlarınız
arasında espri konusu bile olabilir.
c. Orta büyüklükteki hoş kol düğmeleri size farklılık katacaktır.
d. Kısa tırnaklar ve soft görüntülü bakımlı eller insanlar üzerindeki etkinize
fayda sağlayacaktır.
f. Ense tıraşınız, faulleriniz her zaman temiz olmalı saçlarınız ise mutlaka
şekilli olmalıdır. Uzun saçlar ise pek de hoş görülmeyen bir durumdur. Kirli
sakal size akşamdan kalma imajı verebilir.
g. Ayakkabılarınız sıra dışı olmamalı ve kesinlikle boyalı ve giysinize uygun
tonlarda olmalıdır. Eğer farklı renkte kullanmak zorunda iseniz kemeriniz,
çantanız veya görünen başka aksesuarlarınız mutlaka aynı tonda olmalıdır.
h. Beyler koltuk altı ter sorununuza mutlaka bir çözüm bulunuz. Ayrıca hafif
after-shave tarzı kokuları da unutmayın. Deodorant veya parfümünüzün kadınsı
olduğuna dair tedirginlik duyuyorsanız hemen değiştirin.
ı. Kravatınız ve giysiniz üzerindeki aşırı belirgin desenlerin veya motiflerin
cool erkek imajından uzak olduğunu belirtmek isteriz.
i. Ütüsüz bir giysi düşünemiyoruz.
j. Çoraplarımız mutlaka pantolon tonlarında ve uyumlu tonlarda olmalıdır.
Lacivert bir pantolon altına gri çorap giyilmez.
k. Ceketinizi çıkardığınızda gömleğinizin bir kısmı daha fazla döküm almışsa ve
gömlek size bir beden büyükse üzerinizde emanet gibi durabilir.
l. Dar pantolonlar oturduğunuzda size sıkıntı yaratabilir. Cebinize koyduğunuz
nesneler dışarıdan belli olmamalıdır.
m. Lütfen arka cebinizde kocaman bir cüzdan taşımayınız.
Devamı için...
Bu
araştırmaların yapılması istisnai durumlar hariç kurumların bütçelerine göre
ayarlanabilir olduğunu belirtmek isteriz.Görüş almak için bizimle irtibata geçiniz.
Merhaba;
Üretim yönetimini üç başlık altında değerlendirebiliriz. Toplu üretim, iş
üretimi, sürekli üretim olarak sınıflandırılabilir. Toplu Üretim sınıfına örnek olarak boya üretimi, yapıştırıcı üretimi, otomobil
üretimi yapan iş kolları alınabilir. Çünkü bu tip üretim kuruluşları
maliyetleri azaltmak adına üretim dönüşlerini minimuma indirgemek
zorundadırlar. İş üretimi sınıfına ise tasarlama, uygulama,
reklam, yeni bir fabrika binası
gibi iş kolları sokulabilir. Petrol, gaz, cam, petrokimya iş kolları gibi
sınıflar ise sürekli üretim sınıfına sokulabilir. Bu tip iş kollarında sürekli
dönüşümle tepki ile kazanılacak ürünler bulunmaktadır.
Toplu Üretim
Toplu üretim sonraki adıma geçmeden önce bir iş istasyonunda bir bileşeni
yaratma üretim tekniğidir. Toplu üretim ilaç malzemeleri mürekkep, boya ve
yapıştırıcılar spor ayakkabı üretiminde daha sık görülür. Mürekkep ve boya
üretimi olduğu zaman açık sarı turuncu gibi renklerle başlanıp giderek daha
koyu renkler takip edilir. Daha sonra kırmızı renk gibi devam eder ve siyaha
kadar ulaşan üretim yapılır ve ardından açık renkler tekrar başlar. Bu nedenle
temizleme en aza indirilir ve her parti arasında makine yeniden temizlenmez
veya yapılandırılmaz. Bu tip toplu üretimin çeşitli avantajları vardır. Çünkü tek bir üretim hattı
çeşitli ürünler üretmek için kullanılabilir. Bu nedenle ilk sermaye harcama
azaltabilir. Toplu üretim mevsimsel ürün yapan bir fabrikalar için, bir deneme
üretimi yapan firmalar için veya yüksek kar marjı olan talep tahmini zor
ürünler için yararlıdır.
Toplu üretimi de dezavantajları vardır. Toplu üretim ile ilişkili
yetersizlikler nedeni ile yeniden yapılandırılmalar ve durdurulmalar olduğu
zaman büyük zaman kesintilerine neden olur.
Sürekli Üretim
Sürekli üretim yöntemi kesintisiz işlem malzemeleri üretmek kullanılır. Bu
süreç en çok petrol ve gaz sanayi ve petrokimya tesisleri ve diğer
sektörlerdeki float cam sanayilerinde uygulanır. Bu makinelerin dönme hızı
kontrol ve sayıları onların farklı bir cam genişliği ve kalınlığı gibi değiken
şerit üretmektedir.
Sürekli
üretim büyük ölçüde geri besleme ile üretim denetleyicileri tarafından
denetlenir. Dönüştürücüler ve denetleyicilerin çoğunluğu, PID (Oransal,
İntegral istihdam ve Türev) ile kontrol elemanı için değişkenler yanıt dayalı
nihai çıkış elemanı kontroldür.
Toplu
üretim ve sürekli üretim arasındaki en önemli fark, giriş malzemeleri sürekli
kimyasal dönüşümler ile malzemelere sürekli tepki yapılır.
İş Üretimi
İş üretimi bir ürün kalıbı değildir. Belirli bir müşteri için üretimi içerir.
İş üretimi en sık küçük firmalar ile belirli bir ev, bina / belirli bir müşteri
için bir bilgisayar toplama, belirli bir düğün vb… veya çiçek aranjmanları
yapma ile ilişkilidir. İş üretiminin anahtar faydaları şunlardır:
a. Çalışma
genellikle yüksek kaliteye sahiptir.
b.
Özelleştirme yüksek düzeydedir. Bir müşterinin kesin gereksinimlerini
karşılamak mümkündür.
c. Önemli
derecede esneklik, özellikle seri üretime göre mümkündür.
d. İşçiler
kolayca performans ve çalışma yeteneklerine doğası gereği motive olabilir.
İş
üretiminin sakıncaları şunlardır:
a. Üretim
maliyeti daha yüksektir.
b. Uzman
işgücü kullanımını gerektirir. (Seri üretim olarak tekrarlayan, düşük vasıflı
işlerde karşılaştırın.)
c. Diğer yöntemlerle (toplu üretim ve seri üretim) göre yavaştır.
Seri Üretim
Seri üretim, tekrarlanan akış üretimi, montaj hatları dahil standart ürünleri
ve özellikle büyük miktarda üretim tipidir. Ürünler çeşitli türlerden olabilir.
Sıvılar ve uygulanır dökme parçalar, ayrık katı parçalar, bağlantı elemanlar ve
bu tür parçaların toplanmasına ilişkin olarak üretimlerdir. Örneğin; ev
aletleri ve otomobiller.
Seri üretimde genellikle kısmen ve sürekli tekrarlayan görevleri makineler
üstlenir. İşçiler yerine komple ürün taşımak için parça hareketli veya konveyör
bantlar ile desteklenmektedir Sıvı seri üretimi ve partiküller madde üretimi
kısmen damarlar arasında veya tamamı transfer pompaları ve boruları ile
gerçekleştirilir.
Makine ve işçi ile ilgili olarak enerji yüksek bir oranda kullanır Seri
üretimde sermaye yoğun ve enerji yoğundur. Ayrıca genellikle yüksek ölçüde
otomasyon yoğundur. Seri üretim sırasında ürünün birim başına toplam
harcamaları azalır ve daha az işgücü maliyetleri oluşur. Ancak, bir seri üretim
hattı için robotlar ve adapte edilecek makineleri kurmak ve senkronize etmek
gerekir. Böylece başarılı olmak ve kara ulaşmak ilk etapta pahalıdır.
Devamı için...
Bu
araştırmaların yapılması istisnai durumlar hariç kurumların bütçelerine göre
ayarlanabilir olduğunu belirtmek isteriz.Görüş almak için bizimle irtibata geçiniz.
Merhaba;
Planlama Yönetimi
Planlama Yönetimi ile bütünleşik üretim ve hizmet sistemlerinin organizasyonu
yapılır, planlanır ve bu sistemler yönetilerek ve çevrimi sağlanır. Girdilerin en efektif şekilde kullanılması ve
süreçlerin performansının yükseltilmesi, çıktıların ve performansın ayrıca
kalitenin arttırılması planlama yönetiminin sorumluğundadır. Planlama yönetimi görevleri ve sorumlulukları yerine
getirirlerken diğer bilimlerden yararlanır ancak insan odaklı ve bütünsel bakış açısıyla
olaylara yaklaşmalıdır. Planlama yönetimi ile kuruluşun kaynaklarının dengeli
dağıtımı, etkin kullanımı ve uzmanlar arasındaki işbirliğin kurulması
sağlanmaktadır. Planlama yönetimi kamu, ticaret, hizmet, tasarım, sanayi vb.
alanlarda uygulanabilir ve performanslı çalışabilir. Planlama yönetimi akademik bilgilerinin alt kolları günümüzde çok yaygın hale
gelmeye başlamıştır.
Bunlar;
Üretim
Planlama,
Stratejik
Planlama,
Finanssal
Planlama,
Proje
Planlama,
Kariyer
Planlama,
Şehir
Planlama,
Eğitim Planlama gibi birçok kollara ayrılarak destek faaliyetler olan iş ve
zaman etüdü, işyeri düzenleme, dengeleme, verimlilik hesaplamaları, kapasite
analizi faaliyetleri gibi birçok konuda tamamlayıcı pozisyonundadır.
Kurumsal Kaynak
Planlaması
Enterprise Resource Planning - ERP), işletmelerde
mal ve hizmet üretimi için gereken işgücü, makine, malzeme gibi kaynakların
verimli bir şekilde kullanılmasını sağlayan bütünleşik yönetim sistemlerine
verilen genel addır. Kurumsal kaynak planlaması (KKP) sistemleri, bir
işletmenin tüm veri ve işlemlerini bir araya getirmeye veya bir araya
getirilmesine yardımcı olmaya çalışan ve genelde kullanımı kolay olan
sistemlerdir. Klasik bir KKP yazılımı işlem yapabilmek için bilgisayarın
çeşitli yazılım ve donanımlarını kullanır. KKP sistemleri temel olarak değişik
verilerin saklanabildiği bütünleşik bir veritabanı kullanırlar.
Kurumsal kaynak planlaması anlam olarak, işletmenin tüm kaynaklarının
birleştirilip, verimli olarak kullanılması için tasarlanmış sistemlere
denmektedir. KKP kavramı ilk olarak üretim çevrelerinde kullanılmaya başlansa
da; günümüzde KKP sistemleri çok daha geniş bir alanda telâfuz edilmektedir.
KKP sistemleri, bir işletmenin iş alanına ya da ismine bakmadan, işletmenin tüm
temel işlemlerini kendi yapısı altında toplayabilir. İşletmenler, kâr amacı
olmayan kuruluşlar, vakıflar, hükümetler veya diğer varlıklar KKP sistemlerini
kullanabilirler.
KKP sistemleri iki veya daha fazla yazılımı bir araya getirerek bir yazılım
paketi halinde de sunulabilir. Bu gibi sistemlere KKP yazılım paketleri denir.
Teknik olarak ise KKP yazılım paketleri hem maaş bordro akışlarını hem de
muhasebe işlevlerini bünyesinde barındırır.
Buna rağmen, KKP yazılım paketi tanımı daha çok büyük ve geniş uygulamalar için
kullanılmaktadır. Bir KKP sistemi kullanıcının, iki veya daha fazla bağımsız
yazılımın ara yüzü ile karşılaşmasını engeller ve ek avantajlar sağlar.
Yazılımların standartlaşmasını, birçok yazılım kullanmak yerine tek bir yazılım
kullanılmasını, tüm veriler genellikler tek bir veritabanında saklandığından
kolay ve yüksek rapor alma, durum değerlendirme gücünü sağlar.
Bir KKP yazılımı bünyesinde genelde bağımsız olarak çalışan üretim, finans,
müşteri ilişkileri yönetimi, insan kaynakları, stok yönetimi gibi çeşitli
uygulamalar bulunabilir.
Malzeme İhtiyaç
Planlaması
Malzeme İhtiyaç Planlaması (MRP) fikri, Amerika Birleşik Devletleri'nde
imalatın hızla geliştiği bir dönem olan 1960'lı yılların sonunda ortaya
çıkmıştır. Aşırı hızlı gelişen ekonominin getirdiği yoğun talep, üreticileri
yüksek hacimli seri üretime geçirmiştir. Dönemin başlıca sorununu hedeflenen
üretim miktarını gerçekleştirmeye yetecek hammadde ve malzemenin nasıl tedarik
edileceği oluşturmaktaydı. "Hangi zaman aralıklarında ne miktarda malzeme
almalıyım?" sorusuna cevap aranmaktaydı. Bu sorunu ortadan kaldırabilmek
için, seri üretim verilerini işleyebilecek bilgisayarlar kullanılmaya başlanmış
ve bu bilgisayarlar öncelikle üretimde gerek duyulan hammadde miktarını
belirlemeye, arkasından da mevcut stok durumuna ve daha önceden alınmış sipariş
miktarlarına bakarak ısmarlanması gerekli olan doğru hammadde miktarlarını
üreticilerin karşısına çıkartmaya başlamıştır. Böylelikle bu tedarik sorunu
çözüme kavuşmuştur. Bu yöntem daha sonradan "Malzeme İhtiyaç
Planlaması" adını almıştır.
Bazı temel örnek dosyalar;
Devamı için...
Bu
araştırmaların yapılması istisnai durumlar hariç kurumların bütçelerine göre
ayarlanabilir olduğunu belirtmek isteriz.Görüş almak için bizimle irtibata geçiniz.
Merhaba;
İnsan kaynakları günümüzde organizasyonların üretim ve hizmet verme, kar
etme hedeflerine ulaşmak için kullanmak zorunda oldukları kaynağı yani insanı
ifade eder. İnsan kaynakları yönetimi bir organizasyonda en tepe yöneticiden en
alt kademedeki niteliksiz işçiye kadar tüm çalışanları kapsar. Bu terim
organizasyon içinde bulunan iş gücü ile
potansiyel olarak yararlanılabilecek
iş gücünü de ifade
etmektedir. Günümüzde, maddi
kaynakları ne kadar sağlam olursa olsun, insan kaynakları yeterli etkenliğe
sahip değilse başarı olasılığı düşük olacaktır. Tatminsiz, başarı güdüsü düşük
bir iş gücü ile verimlilik ve iş kalitesi hedeflerine ulaşmak kolay değildir.
Kapsam olarak organizasyon yönetimi, personel idaresi, iş gücü yönetimi,
endüstriyel yönetim gibi başlıkları kapsar. İnsan kaynakları yönetiminin iki
temel amacı olduğunu varsayabiliriz.
1.
Verimlilik
2. Rekabet
üstünlüğü
İnsan
kaynakları yönetimi iş gücü ile ilgili çeşitli kriterleri kullanarak gerek
verimlilik gerekse iş yaşamının niteliği üzerinde olumlu gelişmelerin elde
edilmesini sağlar.
Bazı temel örnek dosyalar;
Devamı için...
Bu
araştırmaların yapılması istisnai durumlar hariç kurumların bütçelerine göre
ayarlanabilir olduğunu belirtmek isteriz.Görüş almak için bizimle irtibata geçiniz.
created with
HTML editor .